Balkanlar’ın kalbinde yer alan Bulgaristan, zengin tarihi, eşsiz kültürü, doğal güzellikleri ve lezzetli mutfağı ile ziyaretçilerine çok yönlü bir deneyim sunar. Karadeniz kıyıları, dağlık bölgeleri, tarihi şehirleri, otantik köyleri ve binlerce yıllık geçmişiyle Bulgaristan’da gezilecek yerler bütünüyle hem geçmişin izlerini sürebileceğiniz hem de doğanın tadını çıkarabileceğiniz ender ülkelerden biridir. Bu yazıda Bulgaristan’ın tarihinden kültürel mirasına, gastronomisinden müzelerine, doğasından halk geleneklerine kadar pek çok yönüne ışık tutulacaktır.
Bulgaristan, Avrupa'nın en eski yerleşim alanlarından biridir. Tarih boyunca Romalılar, Traklar, Bizanslılar ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ülkenin tarihi MÖ 6’ıncı yüzyıla kadar uzanır. Trak kabilelerinin yaşadığı bu topraklar daha sonra Roma İmparatorluğu'nun önemli bir eyaleti hâline gelmiştir.
681 yılında Birinci Bulgar Krallığı’nın kurulması, modern Bulgar kimliğinin temellerini oluşturmuştur. Orta Çağ boyunca birçok kez Bizans ile çatışan Bulgar Devletleri, Slav ve Türk etkilerinin sentezlendiği özgün bir kültür ortaya çıkarmıştır.
1396 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilen Bulgaristan, yaklaşık 500 yıl boyunca Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Bu dönem, ülkenin mimarisinde ve günlük yaşam kültüründe derin izler bırakmıştır. 1878 yılında Osmanlı’dan bağımsızlığını kazanan Bulgaristan, 1908’de tamamen bağımsız bir krallık olmuştur. 20’inci yüzyılda savaşlar, komünist yönetim ve nihayetinde demokrasiye geçiş gibi birçok dönüşüm yaşayan ülke, bugün Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak istikrarlı bir şekilde gelişmektedir.
Bulgaristan, çok katmanlı tarihi sayesinde farklı kültürel unsurların iç içe geçtiği bir mozaiğe sahiptir. Ortodoks Hristiyanlık, halk yaşamının merkezindedir. Ülkede yüzlerce yıl öncesine dayanan manastırlar ve kiliseler, bu dini mirasın en görkemli örneklerini oluşturur. Rila Manastırı ise UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Bulgaristan’ın en önemli dini yapılarından biridir.
Ayrıca, Bulgar folkloru da kültürel zenginliğin temel taşlarındandır. Halk dansları, geleneksel kıyafetler, el sanatları ve müzik, özellikle kırsal bölgelerde canlı bir şekilde yaşatılmaktadır. Mart ayının başında kutlanan “Baba Marta” geleneği, baharın gelişini müjdeleyen en renkli geleneklerden biridir. İnsanlar birbirlerine kırmızı-beyaz iplerden yapılan “Marteniçka” adını verdikleri bileklikleri takarak sağlık ve mutluluk dilerler.
Bulgaristan, doğal güzellikler açısından oldukça zengin bir ülkedir. Ülkenin yaklaşık üçte biri dağlık bölgedir. Rila, Pirin ve Rodop Dağları; doğa yürüyüşü, kayak ve dağcılık gibi aktiviteler için idealdir. Rila Dağları'nda yer alan Musala Zirvesi, Balkanlar’ın en yüksek noktasıdır (2.925 m).
Karadeniz kıyısında uzanan plajlar, yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin gözdesidir. Varna ve Burgas gibi şehirler, hem deniz turizmi hem de kültürel etkinlikleriyle öne çıkar. Ayrıca Bulgaristan’ın birçok bölgesinde doğal parklar ve rezerv alanları yer alır. Pirin Milli Parkı, Srebarna Doğa Rezervi ve Vitosha Dağı Milli Parkı, biyoçeşitlilik açısından oldukça zengindir.
Göller, şelaleler, mağaralar ve nehirler doğa severler için sayısız seçenek sunar. Özellikle yedi gölden oluşan Rila bölgesi, fotoğraf tutkunları için adeta bir cennettir.
Bulgaristan, müzeleriyle de tarihini ve kültürünü ziyaretçilere başarıyla aktarır. Başkent Sofya’da bulunan Ulusal Tarih Müzesi, Bulgaristan’ın tarih öncesinden modern dönemine kadar olan gelişimini detaylı bir şekilde sunar. Aynı şekilde Arkeoloji Müzesi, Roma ve Trak dönemlerine ait önemli eserler barındırır.
Plovdiv şehri, hem tarihî hem de sanatsal açıdan önemli bir merkezdir. Roma Tiyatrosu, Eski Kent bölgesi ve sanat galerileriyle kültür turizminin kalbidir. 2019 yılında Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen şehir, kültürel etkinliklerin odağında yer almıştır.
Kazanlık kasabasında bulunan Trakya Mezarları, UNESCO tarafından koruma altına alınan eşsiz arkeolojik kalıntılardır. Yine burada her sene organize edilen Gül Festivali, bölgenin gül yağı üretimi ile özdeşleşen kimliğini kutlar.
Bulgar halkı geleneklerine oldukça bağlıdır. Düğünler, dini bayramlar, köy festivalleri, yerel pazarlar ve bahar kutlamaları ülke kültürünün canlı birer örneğidir. Özellikle köylerde hala geleneksel yöntemlerle yapılan el sanatları (dokumacılık, seramik, ahşap oymacılığı) yaşamaya devam etmektedir.
Öne çıkan festivallerden biri olan Kukeri Festivali, kış sonunda kötü ruhları kovmak ve bereketi çağırmak amacıyla düzenlenir. Kukeri maskeleri ve kostümleri, oldukça etkileyici ve semboliktir. Ayrıca Sofya ve Plovdiv’de düzenlenen müzik, tiyatro ve sinema festivalleri, Bulgar sanatının güncel yüzünü gözler önüne serer.
Bulgar mutfağı, Balkanlar’a özgü tatlarla Orta Doğu ve Türk mutfağının birleştiği zengin bir yelpazeye sahiptir. Ülkenin coğrafi yapısı ve iklimi, tarım ürünlerinin çeşitliliğini artırmış; bu da mutfakta bol malzeme kullanımını beraberinde getirmiştir.
En bilinen yemeklerinden biri shopska salatadır. Domates, salatalık, soğan, biber ve beyaz peynirle hazırlanan bu salata, özellikle yaz aylarında sofralardan eksik olmaz. Etli yemekler arasında ise kavarma (etli güveç), musaka, sarmi (lahana ya da asma yaprağına sarılmış dolma) öne çıkar. Yoğurt, Bulgar mutfağında özel bir yere sahiptir. “Lactobacillus bulgaricus” bakterisiyle mayalanan bu yoğurt, dünyaca ünlüdür ve sindirimi kolaylaştırıcı etkisiyle bilinir.
Tatlılarda ise banitsa (börek), tikvenik (balkabaklı börek) ve baklava gibi Osmanlı etkili lezzetler dikkat çeker. Bulgar şarapları ve rakıya benzeyen “rakia” isimli meyve bazlı içkiler ise yerel sofraların vazgeçilmezidir.
Bulgaristan, eğitim ve sanata verdiği önemle de tanınır. Sofya Üniversitesi, ülkenin en köklü yükseköğretim kurumlarından biridir. Müzik, tiyatro ve görsel sanatlar alanında da eğitimli bireylerin sayısı yüksektir.
Klasik müzikten modern sanatlara, edebiyattan sinemaya kadar birçok alanda Bulgar sanatçıları hem ulusal hem de uluslararası platformda başarılar elde etmektedir. Elias Canetti gibi Nobel ödüllü yazarlar, Bulgar edebiyatının dünya sahnesindeki yerini güçlendirmiştir.
Bulgaristan’da gezilecek yerleri, tarihi zenginlikleri, kültürel çeşitliliği, doğal güzellikleri, lezzetli muftağı ve samimi insanları ile keşfedilmeye değer bir ülkedir. Komşu Bulgaristan’a gitmek için ise Schengen vizesi almanız gereklidir. Bulgaristan vizesi sayfalarımızdan işlemlere dair bilgi edinebilir veya doğrudan uzmanlarımıza ulaşarak seyahat planınızı yapabilirsiniz. +90 (212) 963 50 14