Avrupa’nın en zarif başkentlerinden biri olan Viyana, sadece Avusturya’nın değil, aynı zamanda kıtanın kültürel nabzını tutan şehirlerinden biri. İmparatorluk geçmişinin görkemiyle modern yaşamın huzurlu ritmi bir araya gelince, ortaya hem ruhu dinlendiren hem de hayranlık uyandıran bir şehir çıkıyor. Yolunuzun Viyana’ ya düşmesine sebep olacak bazı güzellikleri sizler için sıraladık: İşte Viyana'da gezilecek yerler...
Viyana’yı Viyana yapan simgelerin başında gelen Schönbrunn Sarayı, Habsburg Hanedanı'nın yazlık sarayıydı. Avusturya tarihinde önemli bir yere sahip olan bu saray Barok mimarinin de en güzel örneklerindendir. 1.400’ün üzerinde odası olan bu devasa yapının sadece küçük bir bölümü ziyarete açık, ama o kadarı bile yeter. Sarayın hemen arkasındaki geniş bahçeler, Gloriette tepesi ve dünyanın en eski hayvanat bahçesi olan Schönbrunn Hayvanat Bahçesi de keşfe değer.
Şehrin tam kalbinde yükselen bu gotik şaheser, Viyana’nın ruhunu yansıtan en önemli yapılardan biri. 136 metre yüksekliğindeki Güney Kulesi’ne çıkan dar merdivenler sizi yorsa da, yukarıdan göreceğiniz manzara tüm yorgunluğa değecek türden.
Yüzyıllar boyunca Habsburg İmparatorluğu’nun yönetim merkezi olan Hofburg, sadece mimari bir yapı değil, aynı zamanda tarihin içinden geçiyormuş gibi hissettiren bir deneyim sunuyor. Bugün saray kompleksi içerisinde İmparatorluk Daireleri, Sisi Müzesi, Gümüş Koleksiyonu ve Avusturya Ulusal Kütüphanesi gibi birçok önemli alan yer alıyor.
Hem tarihi hem sanatı bir arada sunan Belvedere, Barok mimarinin en güzel örneklerinden biri. Yukarı ve Aşağı Belvedere olmak üzere iki ana yapıdan oluşuyor. Özellikle Yukarı Belvedere, Gustav Klimt’in ünlü “Öpücük” tablosuna ev sahipliği yapmasıyla sanatseverlerin uğrak noktası. Bahçeler arasındaki yürüyüş yolları da oldukça keyifli.
Viyana’nın en görkemli yapılarından biri olan Kunsthistorisches Museum, sadece bir müze değil, adeta bir zaman kapsülü. Dış cephesindeki zarif detaylar bile içeride sizi nelerin beklediğine dair ipucu veriyor. İçeri adım attığınız anda ise, kendinizi Rembrandt’ın ışık oyunları arasında, Rubens’in hareketli sahnelerinde ya da Vermeer’in dingin dünyasında buluyorsunuz. Antik Mısır’dan Rönesans’a, her dönemin izini taşıyan koleksiyonlar öylesine zengin ki, bir tabloya dalıp saatlerin nasıl geçtiğini anlamak imkânsız hale geliyor. Sessiz ama güçlü bir atmosferi var; sanki her eser size bir şey anlatmak istiyor. Sanatla az da olsa ilginiz varsa, buradan etkilenmeden çıkmanız neredeyse mümkün değil.
Tarihi 16. yüzyıla kadar uzanan Naschmarkt, hem yerli halkın hem de turistlerin favori adreslerinden biri. Dünya mutfağından birçok tat bulabileceğiniz bu pazar yerinde; taze meyve-sebzeler, peynirler, baharatlar ve sokak lezzetleri ile dolu tezgâhlar arasında kaybolmak oldukça keyifli.
Biraz nefes almak, doğayla iç içe vakit geçirmek ve eğlence arıyorsanız Prater Parkı doğru adres. Parkın simgesi haline gelen devasa dönme dolap (Riesenrad), hem nostaljik hem de romantik bir şehir manzarası sunuyor. Özellikle gün batımında binmenizi tavsiye ederim.
Viyana, her adımda masalsı bir izlenim bırakıyor. Sarayların ihtişamı, müzikle iç içe sokakları, leziz kahveleri ve samimi atmosferiyle insanın kalbine dokunuyor. Viyana’ya bir kez gitmek yetmiyor; insan tekrar tekrar dönmek istiyor. Eğer siz de bu sanat ve tarih dolu şehri keşfetmeyi düşünüyorsanız, yukarıdaki duraklar iyi bir başlangıç olabilir. Unutmayın, Viyana’da asıl güzellik, sadece gezilecek yerlerde değil; sokak aralarında duyduğunuz klasik müzikte, bir kafede içilen sade bir kahvede ya da bir parkta otururken geçen bir trende gizli.
Viyana'da gezilecek yerler listeniz hazırsa şimdi Avusturya vizesi için başvuru zamanı. Hemen şimdi uzmanlarımızı arayın, kolayca başvurunuzu tamamlayın. +90 (212) 963 27 87